Paris’i dünyadaki diğer sanat merkezlerinden ayıran özellikler nelerdir?

Paris hem kültürel mirası hem de çağdaş kültürün ön saflarında yer almasıyla rakipsiz bir şehir. Sanat, film, moda, müzik ve tasarım gelişmelerinin merkezinde olan Paris, şu anda dünyanın belki de en önde gelen ve heyecan verici galeri sahnelerinden birine ev sahipliği yapıyor. Yaratıcı ve açık fikirli insanlar ile öne çıkan bu global metropol, disiplinlerarası fikir alışverişlerini de destekliyor.

Kültürle ilgili engeller nasıl yıkılır?

Bunun öncelikle zihniyetle alakalı olduğuna inanıyorum. “Yüksek” ve “düşük” sanat arasında bir ayrım olmadığını kabul etmek ilk adım. Bu fikri kabul ettikten sonra olaylara yeni bir perspektiften bakabiliriz.

Art Basel’in Paris+ fuarı aracılığıyla Paris’teki varlığını genişletmesinin önemi nedir? Bu yeni pazar Art Basel için avantajlı mı?

Bundan önce de fuarlarımızı nerede düzenlediğimizden bağımsız olarak Fransız galeri çevresi Art Basel için her zaman önemliydi. Paris+ par Art Basel, Paris'i ve Fransa’yı çağdaş sanatın merkezi haline getiren yerel galerileri desteklemeyi hedefliyor. Katılımcıların üçte birinden fazlası Fransa’da faaliyet gösteren galeriler. Bu durum da olaya olan yaklaşımımızın bir kanıtı aslında. Kültür kurumlarının yoğunluğu, tüm yaratıcı endüstrilerdeki dinamizmi ve koleksiyonerleriyle Paris, Art Basel markasına gerçekten değer katıyor.

Paris+ par Art Basel, şehirle gerçek bir etkileşim kurmayı ve onu harekete geçirmeyi nasıl başaracak?

Tabii ki iddialı, şehir çapındaki halka açık programıyla. Bu sene şehirdeki varlığımızı, Grand Palais Éph émère’in ötesine taşıdık ve serbestçe ulaşılabilen sergiler, kamusal enstalasyonlar ve çeşitli söyleşi programlarıyla Paris geneline yaydık. Mus ée du Louvre ile iş birliği içinde gerçekleştirilen “La Cinquième Saison” (Beşinci Mevsim) başlıklı grup sergisi, şu an Les Abattoirs, Mus ée - Frac Occitanie Toulouse’un direktörü olan ve yeni dönemde de The Louvre-Lens Museum’ın direktörlüğünü üstlenecek Annabele Té n éze’nin küratörlüğünde, Jardin des Tuileries - Domaine National du Louvre’da sergilenecek. Yine, Jessica Warboys tarafından hazırlanan ve Gaudel de Stampa tarafından sunulacak bir multimedya enstalasyonu, Chapelle des PetitsAugustins des Beaux-Arts de Paris’te sergilenecek. Ayrıca bu sene programa iki yeni mekan daha ekliyoruz: Parvis de l’Institut de France, Galerie Frank Elbaz tarafından Meyer Riegger ve Massimo Minini iş birliğiyle sunulan Sheila Hicks’in anıtsal bir tekstil heykeline ev sahipliği yapacak; Palais d’I éna’da ise, küratörlüğünü sanat tarihçisi Matthieu Poirier’in üstlendiği ve Galleria Continua tarafından desteklenen Daniel Buren ve Michelangelo Pistoletto’nun ikili sergisi yer alacak. Ayrıca, Urs Fischer’in “Dalga” adlı beş metre yüksekliğindeki alüminyum heykeli, Place Vendôme’da Gagosian galerisi tarafından sergilenecek. Ve son olarak, Pierre-Alexandre Mateos ve Charles Teyssou’nun küratörlüğünde ikinci defa düzenlenecek olan “Söyleşiler” programı Centre Pompidou’da gerçekleştirilecek.

Röportaj SEVAL AKBULAK

Curated No.23’ü satın almak için tıklayın.