Can & Mert Uzer
Bunker Custom Cycles nasıl kuruldu?
Can: Üniversiteyi kazanırsam karşılığında bir motosikletim olsun istiyordum. Türkiye’de yaygın olan chopper motosiklet furyasına zıt bir şekilde bobber'lara ilgi duymaya başlamıştım. O zamanlar café-racer ya da bobber gibi modeller pek popüler değildi. Sadece Harley-Davidson’da chopper yapılıyordu. Üniversite öğrencisi olduğum için bütçem kısıtlıydı ve doğrusunu söylemek gerekirse chopper’lar bana biraz kaba geliyordu. Eski bir Triumph buldum. Sahibi de eski bir motosiklet ustasıydı. Satın alırken kendisine “Tamam, ben bunu senden satın alırım ama seninle beraber bunu parçalayacağız ve sonra tekrar toplayacağız” dedim. Kabul etti etmesine de ben onun işini beğenmeyip bütün motoru baştan yaptım. Sanayiye gide gele evin salonunda bir motosiklet yaptım. Aylar sürdü.
Mert: Yıllar (gülüyor)...
Can: Evet, bir yıl kadar sürdü. Daha sonra 2008’de Mert’e bir motosiklet yapmaya başladım.
Mert, sen tasarım okudun değil mi?
Mert: Evet ama eğitim hayatım biraz sancılı geçti. Dokuz yılda mezun oldum (gülüyor). Üniversite birinci sınıftayken bir şirketin post-prodüksiyon ekibinde işe başlamıştım. Ardından girdiğim ajansta altı sene çalıştım ve gerçekten çok şey öğrendim. Fakat ajanslar çalışması zor yerler. Kendini o ajansa adaman gerekiyor. Bu işin bana göre olmadığına karar vermem biraz uzun sürse de sonunda istifa ettim. Can da benim gibi başına buyruk bir insan, kurumsal bir şirkette çalışmak hiçbir zaman bize göre olmadı. Bizim kendi işimize sahip olmamız gerekiyordu.
Can: O sıralar ben de görüntü yönetmenliği yapıyordum. Üniversitede okumak dışında her şeyi yaptım. Şu an bir prodüksiyon şirketimiz var. Kurgu, post ve kameramanlık da yapıyorum. Bulunduğumuz atölyenin üst katını o işler için kullanıyoruz.
Hangi ara yaptınız bu kadar çok işi?
Mert: Bir ara kendimize bir deli temposu tutturmuştuk.
Evdeki motoru bitirdikten sonra kuruldu diyebilir miyiz Bunker Custom Cycles için?
Mert: Hayır, o meşhur motordan sonra pek çok motor yaptık.
Can: Benim bir depom vardı. O depoyu bir atölyeye çevirip Mert’in motorunu orada yapmaya karar verdik. Motorun yapım aşamasında yanımıza gelip bizimle vakit geçiren bir sürü insan oldu. Yaptığımız iş gitgide çevremize yayıldı ve motosiklet üretmeye başladık.
Türkiye’de custom motor işine girmek cesur bir karar. Neticede toplumun geneli apartmanlarda doğup büyüyor ve kendilerine ait garajları bulunmuyor... Can: Türkiye’de her ne kadar Amerika’daki gibi bir garaj kültürü olmasa da çok gelişmiş bir sanayi kültürü var. Amerika’da bir Mercedes’i 3 bin Dolar’a alıp 20 bin Dolar’a yaptırabiliyorsunuz. Burada ise durum tam tersi; arabayı pahalı alıp ucuz bir şekilde baştan aşağı değiştirebiliyorsunuz. Bu yüzden halihazırda bir motorunuz varsa onu istediğiniz şekilde özelleştirmek diğer ülkelere kıyasla daha kolay.
Mert: İşin aslı, biz en başından beri bu işi yapmayı çok istiyorduk. Buraya gelen insanlar bize, “Beyler, ben sizin zevkinize güveniyorum” hissiyatını veriyor. Müşterinin düşünceleri ufkumuzu açıyor ve bizi besliyor. Aslında hoşumuza giden kısmı da bu yorum kısmı.
Röportaj DERYA GÜRSEL Fotoğraf KADİR ASNAZ
Curated No.2'yi satın almak için tıklayın.