Cédric Morriset
Tüm kariyer adımlarınız sanat ve tarihi odağına alıyor. Bu yolu izlemenizin arkasında nasıl bir hikaye var?
Genellikle sanata ilginin ailenizden size kalan bir miras olduğu söylenir. Benim durumumda bu karakter büyükannemdi. Çocukluğumda beni Paris ve çevresindeki önemli galeri, müze ve kalelere götüren hep o olmuştur. Hiç fark ettirmeden beni sanat terimlerine aşina hale getirmiş, basitçe kültür ve tarihi anlatmıştır. Zaman ilerledikçe ben de sanat ve tarih okumak istediğime iyice emin oldum; bu dünyada çalışmak istiyordum.
Pierre Yovanovitch’den önce Carpenters Workshop Gallery’nin global direktörüydünüz. Türünün tek örneği tasarımlar ile olan bağınızdan söz eder misiniz?
Koleksiyonluk tasarımları benim için heyecan verici kılan çok fazla sebep var. Aynı sanat gibi; anlatımı ve farklı katmanlarıyla şiirsel bir alandır. Aynı zamanda zamanın ruhunu hapsedebilen bir ayna gibi; hem tarihi hem de modern bağlamda. Bu anlamda koleksiyon parçalarının da büyüleyici hikayeler anlattığını ve bir mekana gereken karakteri verdiğine inanıyorum.
Pierre Yovanovitch ve ajansıyla yollarınız nasıl kesişti?
Yazar, küratör, tasarım danışmanı ve bir müzayede evinin tasarımcısı olarak kariyerimin çok yönlü bir dağılım yaşadığını söyleyebilirim. Pierre ile tanışmam da, bu çok yönlülüğün bana getirdiği bir durumdu. Kendisiyle birkaç sene önce, AD Magazine’de çalışırken tanıştım.
Biz Pierre Yovanovitch’i tarihi ve modern bakışı sofistike bir anlatımda buluşturan yaklaşımıyla tanıyoruz. Peki siz stilini nasıl tarfi edersiniz?
Usta zanaatkarlarla çalışıyor ve müşterinin isteğine göre şekillenen üretime odaklanıyoruz. Bu açıdan Pierre Yovanovitch stilinin “haute couture” olarak tanımlanışına pek çok kez şahit olmuşumdur. Ayrıca her parçanın fonksiyonelliğine eğiliyor,kendimizi, sahibinin ömrü boyunca yanında taşıyacağı tasarımlar üretmeye adıyoruz. Vintage tasarım ve modern sanat eseri içerisindeki tüm bu özel elementler bir araya geldiğinde ise türünün tek örneği projelerle karşılaşıyoruz.
İç mekan tasarımında “kusurlu ve mütevazı lüks” ne anlama geliyor?
Benim için mütevazı lüks, tasarımda kalite ve işçiliğin kendi adına konuştuğu durumları ifade ediyor. Pierre Yovanovitch Mobilier ve Pierre Yovanovitch iç mimarlık ajansı olarak, üretilen her benzersiz iş, işin her santimetrekaresi, ustalık ve detaya hakimiyet gerektiriyor. Kendini diğerlerinden ayırmasına olanak veren bu faktörler, taklidini zorlaştırarak, zamansız ve eşsiz parçalar olmalarına alan açıyor.
Pierre Yovanovitch ile güçlerinizi birleştirdiğiniz günden yana endüstride herhangi büyük bir değişim gözlemlediniz mi?
Geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan global sağlık krizi ve pek çok sosyopolitik olay dolayısıyla her sektör öyle veya böyle kendini gündemden etkilenmiş buldu. Tasarım perspektifinden bakacak olursak, iç mekan tasarımlarına ilginin arttığını söyleyebilirim. Uzun bir süredir evlerimizin içerisindeyiz, ofis alanlarıyla ilişkimize yeniden göz atıyoruz. Dolayısıyla, gündelik hayatımıza esin kaynağı olabilecek tasarım ve sanat işlerine eskisinden daha çok ihtiyacımız var.
Siz sanat ve tasarımı birbirinden ayrı mı değerlendiriyorsunuz?
Sanat ve tasarım birbirleriyle yakından ilişkili, özellikle de türünün tek örneği tasarım ürünleri söz konusu olduğunda. Kitle üretiminin çevreye ve endüstriye verdiği zarar gün geçtikçe daha da belirgin hala geliyor. Bu sebeple gelecekte, tasarımda zanaatın daha büyük bir yer işgal edeceğini düşünüyorum.
Röportaj DERİN ÖVGÜ ÖĞÜN Fotoğraf MATT HARRINGTON
Curated No.10'i satın almak için tıklayın.