John Varvatos
John Varvatos 20 yılı geride bırakıyor. Kendi markanızı kurmaya karar verdiğiniz anı hatırlıyor musunuz?
Ralph Lauren erkek giyim koleksiyonlarının direktörüyken, bir gün lüks tasarım markaların yan yana dizildiği bir sokakta yürüyordum. Mağazaları birer birer geçiyordum ama tasarımlar hep aynı çizgideydi. Bir markanın tabelasını alıp diğer mağazaya koysam fark edilmeyebilirdi. Bunu idrak ettiğim an kararımı vermiştim. Ralph Lauren’da işim Ralph’in vizyonunu yansıtmaktı; ben kendi özgün koleksiyonumu ve markamı yaratmak istiyordum. Kafamda her detayı netleşmiş bir koleksiyon yoktu tabii ama bir erkek figürü hayal edebiliyordum.
Ralph Lauren’dan ayrılışınızın pek kolay olmadığını biliyoruz. Ne kadar sürdü bu süreç?
Ralph Lauren ile konuşmak için gereken cesareti toplamak birkaç günümü aldı. “Hiçbir yere gidemezsin, burası senin evin” dedi. Beş ay kadar bu isteğimi tamamen görmezden geldi, sık sık onunla konuşmayı denedim. Sonunda bir gün “Sana tek bir sorum var, gerçekten markanla yeni ve daha önce görülmemiş tasarımlar mı ortaya çıkaracaksın?” dedi. Buna cevabım çok netti; ikna olduğunda arkamda olduğunu söyledi. Bir ay süreceğini düşündüğüm işlerimi toparlama sürecim beş aya uzadı. Sonunda işten ayrılabildiğimde, John Varvatos’un ilk tasarımları üzerinde çalışmaya finansal sebeplerden ötürü çok küçük, hatta camsız bir odada başladım. Ralph beni finansal anlamda desteklemeyi teklif etti ancak aramızda baba-oğul ilişkisi olduğu için; “Bu gömleği neden siyah yaptın, beyaz olmalıydı.” gibi tepkiler vermesi kaçınılmazdı. Hayalimdekileri gerçeğe dökmek için bu yolda tamamen yalnız başıma olmalıydım. 2000’de kuruluşundan bugüne kadar John Varvatos markası evrildi ve olgunlaştı. DNA’sını kaybetmedi fakat çağa, yeni jenerasyonlara ve değişen dünyaya adapte oldu.
Rock, tasarımlarınızın vazgeçilmez bir parçası. Moda ve müzik arasında ne gibi bir bağ olduğunu düşünüyorsunuz?
Müzik ve modanın iç içe geçmiş, aralarındaki sınırın neredeyse görülmediği iki kavram olduğunu düşünüyorum. Moda tasarımcıları müzik dünyasından çok esinleniyor. Sanırım bunun sebebi müziğin isyankar ruhu ve kendini sürekli yenileyen yapısı. Öteki taraftan müzisyenler de tasarımcılardan bir o kadar etkileniyor. Kendilerine özgü bir stil yaratmak, karakterlerini ifade etmek ve bunu hikayelerinin bir parçası haline getirmek onlar için önemli. Çoğu müzisyenin stili, hayranlarının bağ kurduğu ve ilham aldığı faktörlerden biri oluyor.
Genç yaşlarda moda sizin için ne ifade ediyordu?
Ergenlik yıllarımda, moda benim için kızları etkilemenin bir yoluydu. Yeni kıyafetler almak ve cool görünmek için para kazanmak istiyordum. Tam da bu sebeple 15 yaşımda bir erkek giyim mağazasında çalışmaya başladım. Hayalim Led Zeppelin’in gitaristi Jimmy Page gibi olmaktı. Sadece stiline değil tavırlarına ve özgüvenli duruşuna da özenirdim.
Röportaj LARA AKYEL Fotoğraf ADNAN SOKOL
Curated No.8'i satın almak için tıklayın.