Otel endüstrisinin efsanevi isimlerindensiniz… Raffles & Orient Express ile yollarınız nasıl kesişti?

Bu iki muhteşem markanın liderliğini üstlenmek gerçekten bir ayrıcalık. Accor'un dünya çapında sahip olduğu birçok yetenekten ve kaynaktan faydalanıyorum. 30 yıllık deneyimim süresince öğrendiklerim, bu olağanüstü markanın mirasını yönetirken hep yanımda. Bir hız treni gibi, kendimi Raffles & Orient Express’in kültürüne dalmış hissediyorum. Çünkü bunu başarabilecek ölçeğe, kaynaklara ve ekibe sahibim. Etrafımın aynı derecede hırslı insanlarla çevrili olması, bana ilham veren mükemmel bir motivasyon kaynağı. Raffles, 2025 yılına kadar hacmini ikiye katlayarak, stratejik olarak yönetilecek, dönüştürücü bir büyüme dönemine giriyor. Amiral gemisi sayılan lokasyonlarda başarılı açılışlar, büyük yenilenmeler ve bunlara paralel olarak atılan yeni imzalar var. Orient Express’i eski ihtişamına kavuşturmak, yeniden canlandırmak son derece heyecanlı. Sınırları olmayan, ancak kültürler arasında köprü kuran bu markayı yeni nesil gezginlere uygun hale getiriyoruz.

Raffles & Orient Express, rekabetçi çağdaş lüks konaklama sektöründe bir adım önde olmak için neler yapıyor?

Her iki marka da sırasıyla 1887 ve 1883'te rekabetin içinde doğdu. Başka hiçbir grup markası bu kadar zengin bir mirasa sahip değil. Yapmamız gereken en önemli şey, tarihimizden ve mirasımızdan ilham alarak ilerlemeye devam etmek. Zamanın ruhuna ayak uydururken, bunu geleceğe yönelik bir bakış açısıyla analiz edebilmek gerçekten çok önemli. Çünkü, ilerici bir zihniyete sahip olmayan hiçbir marka efsane olamaz.

Ekibimle, insanların bir otelde nasıl hissetmek istedikleri, teknolojiyi nasıl kullandıkları, yemek trendlerinden ne derece etkilendikleri, hizmetten ne bekledikleri ve her bir deneyimin nasıl kişiselleştirilebileceği üzerine çok kafa yoruyoruz. Örneğin, yiyecek ve içecek (F&B) satış noktalarına sahip otellerde tesis bünyesindeki bar ve restoranlardan veri almak, karmaşık bir veri stratejisinin en önemli bileşenlerinden; çünkü F&B, otellerdeki tüm harcamaların %25'ini oluşturuyor.

Bununla birlikte, asıl lüks yerelden beslenebilmekle ilgili. Gelenekleri ve üretimi ne kadar iyi analiz ederseniz o kadar çok ivme kazanırsınız. Yeni nesil otelcilere ilham olurken, sektörde kariyer yapmak isteyen genç yetenekleri kendinize çekebilmek de rekabette avantaj sağlayan bir diğer önemli unsur. Bu yüzden Avrupa'nın en iyi otel okullarıyla aktif olarak çalışıyoruz. Öğrencileri yönetim programlarımıza alıp, kariyer gelişimleri için onlara fırsatlar yaratıyoruz. Raffles, butler (özel uşak) hizmetiyle de gerçek lüksü misafirlerine bütünüyle yaşatıyor.

Kuzey Amerika'daki ilk Raffles'ın 2022'de Boston'da açılması planlanıyor. Konukları neler bekliyor?

2022 yılı içinde açılması programlanan “Raffles Boston Back Bay Hotel & Residences” Kuzey Amerika’daki ilk karışık kullanımlı tesis olacak. 35 katlı çarpıcı bir binada 147 konuk odası ve 146 markalı rezidans içeren otel, bir gökdelen binasının nasıl sofistike bir kentsel sığınağa dönüşebileceğinin en iyi örneği olacak. Boston Massachusetts’in kalbinde yer alan seçkin ve sıradışı döşenmiş rezidanslardan oluşacak otel; Raffles Butler Hizmeti, Copley Meydanı’na yükseklerden bakan iki katlı gökyüzü lobisi, beş yiyecek ve içecek mekanı, 20 metrelik bir kapalı havuzu bulunan spa’sı, çatı terasındaki çarpıcı bahçesi, geniş toplantı seçenekleri de sunan şık ve canlı ortak alanlarıyla çok özel bir karışım sunuyor. Bu açılım, Stuart Street ile Trinity Place’in köşesinde yer alan Back Bay projesini de birinci sınıf bir uluslararası mahalle olarak güçlendirecek.

ABD’ye ve Asya'ya kıyasla Avrupa'daki otellerde daha farklı özel eğilimler var mı?

Avrupa otelleri, modadan, diğer lüks sektörlerden ve markalardan ilham alan restoran ve bar konseptleri geliştirmeye daha fazla odaklanıyor. ABD’de ve Asya'da büyük markaların hakim olduğu otellere, Avrupa'da ise kendi karakterlerine sahip daha küçük mülklere yönelik bir eğilim var. Bu yüzden Avrupa genelinde oteller, bu talebe yanıt verebilmek adına anahtar sayısını azaltıyor. Milano’da yaşayıp ofisi Paris’te bulunan biri olarak Avrupa kültürünün içinde olsam da, hala çok şaşırdığım şeyler oluyor endüstrinin eğilimlerine dair. Bununla birlikte işimiz, doğası gereği çok kültürlü bir dünya. Dünyanın neresinden gelirse gelsin, farklı kültürden insanları bu endüstriye dahil edebilmek çok önemli.

Röportaj SEVAL AKBULAK 

Curated No.17'yi satın almak için tıklayın.