arrow-left icon arrow-right icon behance icon cart icon chevron-left icon chevron-right icon comment icon cross-circle icon cross icon expand-less-solid icon expand-less icon expand-more-solid icon expand-more icon facebook icon flickr icon google-plus icon googleplus icon instagram icon kickstarter icon link icon mail icon menu icon minus icon myspace icon payment-amazon_payments icon payment-american_express icon ApplePay payment-cirrus icon payment-diners_club icon payment-discover icon payment-google icon payment-interac icon payment-jcb icon payment-maestro icon payment-master icon payment-paypal icon payment-shopifypay payment-stripe icon payment-visa icon pinterest-circle icon pinterest icon play-circle-fill icon play-circle-outline icon plus-circle icon plus icon rss icon search icon tumblr icon twitter icon vimeo icon vine icon youtube icon

Yael Mer & Shay Alkalay

Yael Mer & Shay Alkalay

Stüdyonun isminin arkasında nasıl bir hikaye var?

Kariyerimizin başında bir proje üzerinde çalışırken “Raw-Edges” kendikendimize kullandığımız bir terimdi. Terim, bir malzemeye “kenarlarını ham ve işlenmemiş halde tutmak için” nasıl davranmak istediğimizi yansıtıyor. Bu sadece teknik bir terim olarak değil, aynı zamanda bir özgürlük düzeyini kucaklayan estetik bir yaklaşım olarak da görülebilir.

Bir çift olarak tasarım yapmak nasıl bir şey?

Üniversitede tanıştığımızda asla birlikte çalışmayı planlamamıştık... Ancak Çin’de 4 aylık bir tasarım projesine davet edildikten sonra, sohbetlerimizin tasarımlarımızı zenginleştirdiğini fark ettik ve Londra’ya geri dönüp Raw-Edges’i kurduk. Bu çok mutlak bir varoluş biçimi; profesyonel kreatif yaşamımızla bir aile olarak özel ve kişisel varlığımız arasında çok ince sınırlar var

Tasarımlarınız için fikirlerinizi nasıl geliştiriyorsunuz?

Her projeye mümkün olduğunca en az ön yargıyla ve “taze bir gözle” başlıyoruz. Çünkü her proje bizi farklı bir yöne götürüyor; bazen malzemenin kendisi ve yapım süreci başlangıç noktamız oluyor, bazen de insanların onunla etkileşim kurma şekli sürecimizi yönlendiriyor. Örneğin, yeni ve cesur bir üretici nesli temsil eden +Halle markası ile lansmanı yapılacak olan Sui tasarımımız, insanların kamusal alanlarda çalışma ve üretken olma biçimlerinden ilham alan bir koltuk örneği. Genişletilmiş ve çok cömert kolçaklara sahip bu koltuk, aynı zamanda bir çalışma yüzeyi de sağlıyor. Çünkü çok amaçlı kullanımıyla harekete alan sağlayan, kamusal alanlardaki üretimin dinamik doğasıyla uyumlu bir ergonomiye sahip. Ya da Vitra için tasarladığımız “Herringbones” koleksiyonu; nesnelerin renkli boya veya cilaya daldırıldığı bir stüdyo deneyiydi ve desenler bu daldırma işleminin sonucunda kendiliğinden gelişti. Yani tasarımlarımızda merak baskın bir faktör diyebiliriz. Yeni bir mekanizma veya şaşırtıcı bir malzeme kombinasyonu bize ilham verebildiği gibi, bazen de bir ürünü kullanmanın alternatif yollarını ararken ortaya çıkıyor. Ana fikrin nerede olduğunu hissettiğimizde, nesneler kendi başlarına doğal bir şekilde gelişiyor zaten

Renk ve oyunculuk, projelerinizde tekrar eden ve sizin çizginizi ortaya koyan unsurlar. Tasarım yönelimlerinizde neler belirleyici oluyor genelde?

Renkler söz konusu olduğunda iştahımızın çok açık olduğunu söyleyebiliriz. İyi bir renk kombinasyonu gerçek bir mutluluk duygusu uyandırıyor. Çünkü renkler, kendini birçok biçimde gösterebilen oyunculuğun önemli bir yönü. Şekil ve dokular da öyle tabii. Bir nesnenin eğlenceli olabilmesi için, dokunmaya veya keşfetmeye davet etmesi gerekiyor. Bu etkileşim ve oyunbazlık, etrafımızdaki bazı nesneleri değerli kılan şey. Aynı zamanda beyaz, gri ve siyahın da renk olduğunu hatırlıyoruz. Proje için doğru olduğunu düşündüğümüzde onları da kullanmaktan korkmuyoruz; müşterilerimiz bizden her şeyin renkli olmasını beklese bile.

Röportaj SEVAL AKBULAK 

Curated No.18'i satın almak için tıklayın.

Read more

Piero Lissoni

Piero Lissoni

EDWARD LUKE HALL

EDWARD LUKE HALL

İsmail Dağlı & Gökhan Eryaman

İsmail Dağlı & Gökhan Eryaman

Your Cart

Your cart is currently empty. Click here to continue shopping.