Berlin Guide by Serdar Kutucu
KONAKLAMA ADRESİ
Berlin’e gelen misafirlerimize 1920'lerin Hollywood’una referans veren Hotel Zoo’yu öneriyorum. Loş bir ışığın altında, baştan çıkarıcı bir atmosfer yaratan otelin barı, Grace Bar, egzotik kokteylleri ve DJ performanslarıyla dikkat çekiyor.
LEZZET DURAKLARI
Soho House, şehirde en sevdiğim yerlerden. Bowl’ları ve harika pişirilmiş yumurtaları ile kahvaltı için tercih etmenizi önerebilirim. Sakin ambiyansıyla, kafayı toparlayıp çalışmak için de çok uygun.
Berlin ruhunu en iyi tarihiyle buluşarak anlayabilirsiniz. Borchardt bu anlamda en değerli adreslerden biri. 1853 yılından beri hizmet veren restoran, savaş sırasında zarar görmüş ancak daha sonra tekrar açılmış. Mekanın her detayında bu yaşanmışlığı hissedebiliyorsunuz. Mutfağı ise oldukça lezzetli tatlarla dolu.
Japon mutfağını Berlin’de deneyimlemek isteyenler için doğru adres. Hem sushi barı hem de tasarımıyla favorilerim arasında. Neon tabelasına aldanmayın, Berlin’in underground kültüründen çok kopmadan şık bir akşam yemeği yiyebilirsiniz.
Berlin’den Moulin Rouge’a hızlı bir geçiş yapmak için Paris Bar’ın kapısından geçmeniz yeterli. Sanat ve sanatçıların buluşma noktası olan restoran, David Bowie’den Iggy Pop’a sanat dünyasının yıldızlarını ağırlamış. Açıldıktan 40 yıl sonra bugün hala sanat ve film camiasının en favori mekanı.
Yeni açılan ve modern ambiyansıyla listemde kendine yer edinen Panama Restoran'ın aydınlık ortamını seviyorum.
SANAT
Neues Museum, 2. Dünya Savaşı’nda hasar gördükten sonra, 2003 yılında mimar David Chipperfield tarafından restore ediliyor. Bina, savaşın izlerini taşıyor olmasından ötürü özel bir yere sahip.
EĞLENCE
Bar Tausend, Friedrichstrasse S-bahn’ın altında, tabelasız çelik kapısının ardında fütüristtik bir dünya saklıyor. Kulağa ilk anda biraz klostrofobik gelse de Berlin’e geliyorsanız mutlaka uğramalı.
Curated No.4'ü satın almak için tıklayın.