Etienne Russo
Karşımızda dünyanın en yaratıcı insanlarından biri varken sormamak olmaz; ilham kaynağım diyebileceğiniz biri var mı?
Sanırım Karl Lagerfeld benim ilham kaynağım. Olağanüstü biriydi: tasarımcı, fotoğrafçı, editör… Zengin bir kültüre ve sınırsız bir yaratıcılığa sahipti. Eğer bir esin kaynağından kastettiğin buysa, Lagerfeld benim için bunun harika bir temsili olur.
Her şeyden önce Villa Augénie gibi bir şirket kurmayı ve moda dünyasında var olmayı hayal ediyor muydunuz?
Moda dünyasında var olmak için veya bir şirket kurmak için bir plan yapmadım, hepsi doğal olarak gelişti. O zamanlar yeni ortaya çıktıkları için Antwerp Six ile çalışıyordum. Walter Van Beirendonck ile birkaç kampanya çekimi yaptım ve koleksiyonlarını göstermek için Avrupa’ya giderken eşlik ettiğim Dries Van Noten’le de bu sırada yakınlaştık. 1990 yılında bir gün Dries, “Etienne, Paris'teki ilk şovumu yapmak üzereyim, tasarımını üstlenmek ister misin?" dedi. Tabii ki evet dedim, tam olarak neyi kabul ettiğimi ve bu yolun beni nereye götüreceğini bilmiyordum; fakat kesinlikle bu inanılmaz derecede yaratıcı hareketin bir parçası olmak istiyordum. Olaylar birbirini takip etti ve 1991'de Dries van Noten'in ilk defilesini gerçekleştirdik. Böylece her şey başlamış oldu. Villa Eugénie de yıllar içinde aslında tahmin edebileceğim veya hayal edebileceğim her şeyin ötesinde büyüdü.
Bize biraz çalışma şeklinizden bahseder misiniz? O hayran bırakan gösteriler nasıl ortaya çıkıyor?
Takip ettiğim belli bir format yok. Çalışma şeklimiz her tasarımcıyla ve her müşteriyle farklı. Bazıları her türlü fikre açık oluyor ve bize dilediğimizi tasarlamamız için tam yetki veriyor. Diğerlerinden doğru yönü bulana kadar uyum sağlayacağımız bir brifing alıyoruz. Bazı durumlarda da, tasarımcı istediğini tam olarak biliyor ve kendi yaratıcı ekibiyle işe ortak oluyor. Villa Eugénie de herkesin ortak bir sonuç için çalıştığı daha büyük bir zincirin parçası ve yöneticisi oluyor.
İlham söz konusu olduğunda da çağdaş sanat, kitaplar, filmler, ışıklar, mimari ve sokaklar beni çok besliyor. İlginçtir; fakat hiçbir zaman modadan ilham almıyorum.
Bir gösteri düzenlerken dikkat edilmesi gereken önemli unsur nedir?
Aydınlatma, zarif bir atmosfer yaratırken kesinlikle önemli bir unsur. Aydınlatma her şeyi söyleyebilir. Teknik görünebilir; fakat bunun ötesinde duygusal bir unsurdur. Bir dekor sadece güzel bir aydınlatma ile unutulmaz olabilir.
Gösterileriyle adından söz ettiren hemen hemen bütün markalar sizinle çalışıyor. Ancak gösterilerinde hepsinin kendinize özgü bir tarzınız var. Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Çalıştığım her markaya bir şekilde aşık olduğumu düşünüyorum. Çünkü kim olduklarını ve onları herkesten farklı kılan doğru mesajı iletmek için markayı kalbinizde hissetmelisiniz. Daha sonra hayal etmek ve onu bir şova dönüştürmek daha kolay. Duygularla çalışmayı seviyorum.
30 yıldan fazla bir süredir moda dünyasının içindesiniz. Bu geçen 30 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Moda haftaları eskisine göre daha büyük çapta etkileşime sebep olan etkinlikler oldu. Bugün bir tasarımcının unutulmaz bir gösteri sergilemesi her zamankinden daha önemli; çünkü rekabet zorlu. Canlı yayınlar ve sosyal medya bu evrimde büyük rol oynadı. Artık herkes dünyanın her yerinden birkaç dakika da olsa gösteriyi izleyebiliyor. Fotoğraf bile çevrimiçi; çektiğiniz an yoruma açık hale geldi. Rötuş yapmak için zaman yok; vurdun ya da ıskaladın. Sektörde her zamankinden daha büyük bir baskı var; çünkü dijital dünyada herkesin tek bir atışlık şansı var.
Röportaj: Elif Bayram Fotoğrafçı: Ali Kalyoncu
Curated Magazine No.6 sayısı için tıklayın.