OLIVER RIPLEY
Dünya üzerinde doğasını ve kültürünü en sevdiğiniz yerler arasında hangi destinasyonlar var?
Belirli bir yeri seçmek zor çünkü keşfedilmemiş pek çok destinasyon var. Biz Our Habitas aracılığıyla insanların Dakhla (Fas), Ras Abrouq (Katar), Atacama (Şili) gibi benzersiz ve gizli kalmış yerleri keşfetmelerine yardımcı oluyoruz. Buralar hem doğa ve kültür açısından zenginlikler sunarak derin keşifler yapmamızı hem de çevresel sorumluluk bilinci yaratmamızı sağlıyor. Çünkü farklı yaşam tarzlarına maruz kalmak açık fikirliliği, uyum sağlama yeteneğini ve eleştirel düşünmeyi teşvik eder. Misafirlerimizi deneyimlerine zenginlik ve çeşitlilik katmak için yerel kültür ve gelenekleri destekleyen geniş programlarımıza katılmaya teşvik ediyoruz. Yeni düşünme biçimlerine ve kişisel gelişime ilham verebilecek çeşitli kültürel uygulamalar ve bakış açıları hakkında bilgi edinmelerini istiyoruz.
Sizi lüks konaklama sektörüne iten faktörler nelerdi?
Daha önce teknoloji, emlak ve enerji dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde görev aldım. Tüm bu deneyimler, konaklama sektöründe yenilik yapmak adına bana ilham verdi. Geleneksel lüksün ötesinde anlamlı deneyimlere, topluluk oluşturmaya ve sürdürülebilirliğe odaklanan mekanlar yaratmayı hayal ettim. Yenilikçi iş modeli ve teknoloji odaklı yaklaşımımız aracılığıyla da konaklama endüstrisini dönüştürmek için Habitas'ımızı kurduk.
2016'da Tulum’daki açılışınızdan bu yana habitatınızda neler değişti?
İlk büyük projemiz Tulum'daki “amiral gemisi” otelimizdi. Bu tesis, markamızın imzası haline gelen stili belirledi: Yerel kültürü destekleyen, iyiliği teşvik eden ve çevre bilincine sahip bir dünya. Bu başarının ardından da global olarak büyüdük. Şirketin her durağı kültürel bir deneyim sunacak şekilde tasarlandı ve ardından Namibya, Fas ve Suudi Arabistan dahil olmak üzere çeşitli yerlere açıldı.
Sanattan tasarıma, konaklamadan gastronomiye Suudi Arabistan’ın günümüzde yeni bir yüzü var. Sizce bu değişimin sebebi nedir?
Yıllardır Suudi Arabistan'ın kültürel manzarasını modernize etme yönünde toplu bir çaba var. Sanatı ve kültürel mirası desteklemekten çağdaş sanat sergileri düzenlemeye, müzeler ve galeriler gibi mekanları kurmaktan film endüstrisine, müzikten moda sektörüne kadar… Bununla birlikte, Suudi ekonomisini çeşitlendirmeyi ve petrol bağımlılığını azaltmayı amaçlayan hırslı bir stratejik çerçeve olan “2030 Vizyonu” da kesinlikle ayrı bir itici güç. 2016'da başlatılan bu program; turizm, eğlence ve kültür gibi sektörleri geliştirmeyi, ekonomik büyüme ile yeni iş fırsatları yaratmayı amaçlıyor. Bir ulusun, kültürel ve ilerici kişiliğinin zenginleştirilmesine şahit olmak harika.
Röportaj SEVAL AKBULAK
Curated No.26'yı satın almak için tıklayınız.