KONAKLAMA

Casa Numero 7, 1847 yılında inşa edilen bir binada konumlanıyor. Tarihi merkezdeki küçük butik otel, Sevilla’nın bütün romantizmini sunuyor. Otelin en sevdiğim yanı samimi oluşu; zarif ve gösterişsiz bir şekilde tasarlanmış odalarda kalırken kendinizi Sevilla’da bir dostunuzun evinde misafir gibi hissediyorsunuz.

GASTRONOMİ DURAKLARI

Kahvaltı yapmak için en sevdiğim yer burası. Hele bir de Godeda Kathedrali manzarasına karşı; dışarıdaki köşe masada yer varsa keyfime diyecek yok. Burada portakal ağaçlarının altında güne başlamak harika.

Bir balık lokantası olan Cañabota, Sevilla’nın en iyilerinden. Michelin Guide’da yer alan restoran, sunduğu lezzetlerle her defasında şaşırtmayı başarıyor. Yalnızca sekiz masası olan bu küçük restoran, bana Kuzey İspanya’da Guetaria’da konumlanan El Kano’yu hatırlatıyor. Buraya öğle yemeği için gelmeyi seviyorum.

Endülüs ve Akdeniz mutfağından lezzetler sunan La Albariza’yı akşam yemeği için tercih ediyorum.  Nehir ve katedral manzarası sunan restoran, rahat bir oturma düzenine sahip. Sarımsak sosu ile hazırlanan istiridye ve karidesine ve kuzu pirzolasına bayılıyorum. Kendi ürettikleri “Manzanilla” şarabı eşliğinde deniz ürünleri ve Jabugo jambonu çok iyi gidiyor.

ALIŞVERİŞ 

En iyi antika fayans ve seramiklerin yer aldığı dükkan Populart’a Sevilla’ya her geldiğinizde mutlaka uğramalısınız. İşlemeli şallar, mantilla, mercanlar, şaşırtıcı şapkalar ve daha birçok orijinal ürünü bulabileceğiniz bir maden.

SANAT VE TARİH

Sanata doymak ve tarihe dokunmak için Sevilla harika bir şehir. Mutlaka görülmesi gereken müzeler arasında Palacio de la Condesa de Lebrija, Casa de Pilatos ve Museo de Bellas Artes var. Zevkli kurucusunun bir araya getirdiği mobilyalar, resimler ve heykellerin yer aldığı Ana Maria Abascal ise Sevilla’da sık sık uğradığım bir galeri. Ayrıca dillere destan bir saray bahçesi olan Alcazar Gardens’ı Sevilla Katedrali’nin çatısından görmek paha biçilemez.

Curated No.8'i satın almak için tıklayın.