Nikolas Ioannidis
Yunanistan’da size en çok ilham veren yer neresi?
Çocukken tüm yaz tatillerimi geçirdiğim Little Venice, benim için ilhamlarla dolu bir yer. Kiklad Adaları’nın muhteşem sahillerini ve Ege Denizi’nde tekne turu yapmayı seviyorum.
Konforlu ve lüks yaşamı nasıl tanımlarsınız?
Yaşamın içinden, geleneksel olmasına rağmen heyecan uyandıran mekanları seviyorum. Bir yerin eklektik bir ambiyansa sahip olması ve konuklarını geleneksel şekilde ağırlaması da hoşuma gidiyor.
Konaklama sektörüne girmeye nasıl karar verdiniz?
Ailem oteli açtıktan üç yıl sonra babam vefat edince işi ben devraldım, ardından kız ve erkek kardeşlerim de işe dahil oldu. Ben robotik mühendisliği okudum; erkek kardeşim avukat, kız kardeşim ise mimar. Yani başlangıçta hiçbirimizin bu sektörde deneyimi yoktu. Ama dünyanın çeşitli yerlerinde gittiğimiz otellerdeki izlenimlerimizden yola çıkarak ailemizin mirasını sürdürmek için elimizden gelenin en iyisini yaptık.
Sizce bir oteli özel kılan detaylar nelerdir?
İnsanları çekmek için sektördeki yeniliklere öncülük etmeli, müşterilere yeni bir şey sunmalısınız. Mesela biz, o zamanlar Yunanistan’ın hiçbir yerinde bulunmayan Japon restoranımızı ve kaliteli kokteyl barlarımızı açtık. Kitlenizi oluşturduktan sonra da çizginizi bozmadan ilerlemeli ve sunduğunuz hizmet kalitesinden ödün vermemelisiniz. Sektörü takip edip markanızın çizgisinden ayrılmamak kaydıyla yeni fikirler geliştirirseniz güncel kalabilirsiniz.
Günümüzde lüks konaklamanın olmazsa olmazı nedir?
Özel bir yerde olduğunuz hissidir. Sizi hayatın sıradanlığının dışına çıkarıp ilham verecek ilgi çekici bir teklif...
Eski bir konağın otele dönüşme fikri nasıl gelişti?
Otelimiz, 170 yıllık Stoupa Konağı’nın arazisinde inşa edildi. “Mansion Stoupa” aslında ailemin 1850’lerden beri tatil evi olarak kullandığı bir yerdi. Konağı ilk kez 1970 yılında ünlü Arjantinli sanatçı Pierros Aversa’ya kiraladılar. Aversa daha sonra, yurt dışında yaşayan bazı Mikonoslularla birlikte Mikonos’u diğer ülkelerdeki jet sosyeteye tanıttı. Pierros, aktris Julie Andrews, aktör Thomas Fritsch, İran Prensesi Soraya, sanatçılar ve Fransız politikacılar da dahil olmak üzere birçok arkadaşını Stoupa Konağı’nda ağırladı. Konak, 1969’dan 1992’ye kadar farklı kişilere kiralandı. 1992’de ailem, ünlü konuklara ev sahipliği yapan Stoupa Konağı’nın mirasından yararlanmak için araziye bir otel inşa etmeye karar verdi. İnşaat 1995 yılında tamamlandı ve Stoupa Konağı, Belvedere Hotel’e dönüştü. 1998 yılında babam vefat edince ailemizin işini sürdürmek için ben devreye girdim. 2000 yılında erkek kardeşim Tasos’un ve daha sonra kız kardeşimiz Domna’nın da gelmesiyle, birlikte ruhu olan bir yiyecek içecek menüsü oluşturduk ve konaklama imkanlarını güncelleyerek oteli bugünkü haline getirdik.
Röportaj SEVAL AKBULAK
Curated No.23’ü satın almak için tıklayın.