Ona göre klasik, zamana ve trendlere meydan okuyan; her dönemde izleyicisini, okuyucusunu veya kullanıcısını etkileyebilen şey. 

Favori film ve tiyatro oyunu listenizde neler var? 
Favori listem zamanla değişiyor ama bazı filmler ve oyunlar var ki ne kadar izlersem izleyeyim etkisini kaybetmiyor. Cold War (2018), Pawel Pawlikovski’nin inanılmaz incelikle işlediği, hem görselliği hem de duygusal derinliğiyle beni çok etkileyen bir film. Siyah- beyaz sinematografisi hem nostaljik hem de zamansız bir atmosfer yaratıyor. Yoğun bir aşk, özgürlük arayışı ve politik atmosferin bireyler üzerindeki etkisini ustaca anlatan çok güçlü bir film. Müzikleri de bir o kadar etkileyici. Yine, The Hours (2002), hem anlatımı hem de karakterlerinin derinliğiyle beni çok etkileyen başka bir film. Üç farklı zaman diliminde geçen ama aynı duygusal ağırlığı taşıyan üç kadının hikayesini anlatıyor. Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway romanıyla kurduğu bağ da filmi edebi bir katmanla zenginleştiriyor. Meryl Streep, Nicole Kidman ve Julianne Moore performansları da tartışılamayacak kadar mükemmel. 

2014 yılında New York’ta izlediğim Sleep No More, gerçekten benzersiz bir tiyatro deneyimiydi benim için. Geleneksel sahne-anlatı düzeninden tamamen koparak izleyiciyi içine çeken, keşfetmeye zorlayan bir dünya yaratıyor. Oyun, Macbeth’ten ilham alarak kurgulanıyor ama hikayeyi bildiğimiz gibi sunmuyor ve her izleyiciye farklı bir deneyim yaşatıyor. İzleyicinin serbestçe dolaşıp sahnelere tanıklık etmesi, hatta bazen karakterlerle birebir etkileşime girmesi, oyunun her seferinde farklı bir versiyonunun yaşanmasını sağlıyor. Bu oyunu bir kez daha izleme şansım olsa bambaşka bir deneyim yaşayacağıma eminim! 

Doğaçlama sahnelerde mi kendinizi daha özgür hissedersiniz, yoksa belirli bir yol haritasının içinde yaratıcılığı ortaya çıkarmak mı daha rahat?
Sanırım en çok doğaçlamayla metnin birleştiği anları seviyorum. Yani; metnin içinde özgür hissetmek, her repliğin sadece söylenen bir cümle olmaktan çıkıp o an gerçekten yaşanıyormuş gibi akmasını sağlamak. 

Bir karaktere hazırlanırken izlediğiniz bir yöntem var mı?
Öncelikle karakterin dünyasını anlamaya çalışırım. Onun yaşadığı dönemi, içinde bulunduğu durumu, geçmişindeki önemli olayları düşünmek, karakteri ortaya çıkarmam için bana çok yardımcı oluyor. Sonra, karakterin duygusal hafızasını keşfetmeye odaklanırım. Bazen kendi deneyimlerimden bir şeyler katıp onları karakterin hisleriyle bağdaştırmaya çalışırım. Bazen de daha anlık ve doğal tepkilere odaklanan yaklaşımları denerim. Karşımdaki oyuncuya gerçekten odaklanıp onun enerjisine göre tepki vermek, sahneyi çok daha gerçekçi hale getirebiliyor. 

Şimdiye dek bu karakterle özdeşleştim, zorlandım ve hatta beni dönüştürdü dediğiniz bir rol oldu mu? 
Şu ana kadar beni tamamen dönüştürdüğünü hissettiğim bir rol olmadı fakat bazen bir karakterin iç dünyasına girdikçe, kendi hislerime de dokunduğunu fark ediyorum. Belki normalde çok düşünmediğim bir duyguyu ya da geçmişimde fark etmediğim bir noktayı açığa çıkarıyor. Bu yüzden oyunculuğun sadece bir karakteri canlandırmak değil, kendi iç dünyana da yeni bir gözle bakmak olduğunu düşünüyorum. 

Moda ve stil anlamında en sevdiğiniz dönem bizi hangi yıllara götürür?
Moda ve stil anlamında en sevdiğim dönem birkaç farklı zaman dilimine yayılıyor ama en çok 1920’ler, 1970’lar ve 1990’lar beni çekiyor. 1920’ler kadınların daha özgür ve rahat giyinmeye başladığı dönem. Hareket özgürlüğü sunan bir stilin doğuşu. 1970’ler modası, özgürlüğü, bireyselliği ve çeşitliliği en çok yansıtan dönemlerden biri bence ve 70’li yılların ikonu Jane Birkin stilini hep çok beğenmişimdir. 1990’lar ise rahat şıklık modasını temsil ediyor. Kate Moss da o döneme damgasını vuran bir moda ikonu. 

Klasik nedir sizin için? Bir kıyafeti, bir filmi, bir oyunu zamansız kılan, tekrar ona dönmenizi sağlayan o faktör ne olabilir?
Bence klasik; zamana ve trendlere meydan okuyan, her dönemde izleyicisini, okuyucusunu veya kullanıcısını etkileyebilen şeydir. Örneğin, siyah bir elbise ya da beyaz bir gömlek, her dönemde kullanılabilir çünkü sadeliği ve işlevselliği evrenseldir. Bir film veya tiyatro oyunu klasikleştiğinde ise genellikle insana dair temel duyguları, çatışmaları ya da evrensel temaları güçlü bir şekilde ele alır. Mesela, Shakespeare oyunları bir klasiktir çünkü hala izlenir ve etkileyiciliğini korur. 

Giydiğiniz bu koleksiyonun sizdeki hissi ne oldu? 
Markanın genel olarak bana verdiği his, konfor. Giydiğim bu koleksiyondaki siyah takım beni hiçbir yerde mahcup etmez. Gece bir davette ya da bir iş görüşmesinde ya da altına giydiğim bir sneaker’la her yerde zevkle taşıyabileceğim bir takım. 

Genel Yayın Yönetmeni I Damla Kürklü
Proje ve İçerik Koordinatörü I Özge Sarıkadılar
Proje Direktörü I Barış Çakmakçı
Yayın Direktörü I  Seval Akbulak
Editör I  Yağmur Baki
Video I Batuhan Kucam
Fotoğraf I Barbaros Cangürgel
Moda Editörü I Ece Öğütoğulları Altın 
Saç I Hüseyin Bayrak 
Makyaj I Bedirhan Aydın 
Video Asistanı I Berke Kapot
Fotoğraf Asistanları I Neslihan Akkaya, Emre Taştekin 
Moda Editörü Asistanı I Ecem Candan 
Prodüksiyon I Ebru Avcı 
Teşekkürler I ALokal Assembly