arrow-left icon arrow-right icon behance icon cart icon chevron-left icon chevron-right icon comment icon cross-circle icon cross icon expand-less-solid icon expand-less icon expand-more-solid icon expand-more icon facebook icon flickr icon google-plus icon googleplus icon instagram icon kickstarter icon link icon mail icon menu icon minus icon myspace icon payment-amazon_payments icon payment-american_express icon ApplePay payment-cirrus icon payment-diners_club icon payment-discover icon payment-google icon payment-interac icon payment-jcb icon payment-maestro icon payment-master icon payment-paypal icon payment-shopifypay payment-stripe icon payment-visa icon pinterest-circle icon pinterest icon play-circle-fill icon play-circle-outline icon plus-circle icon plus icon rss icon search icon tumblr icon twitter icon vimeo icon vine icon youtube icon

Mesut Öztürk

Mesut Öztürk

Mimarlık Bölümü’nden mezun olduğunu biliyoruz. Seramiklerini yaparken sürece kuramsal açıdan da yaklaşıyor musun? Yani bunu bir matematiğe döndürüyor musun?

Mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisansımı da mimarlık tarihi üzerine bitirdim. Şehir planlama bölümünde doktora yaparken Bilgi Üniversitesi’nde de yarı zamanlı olarak ders vermeye başladım. Aldığım eğitimin, hem kuramsal açıdan hem de tasarlama biçimleri açısından seramik pratiğine pek çok etkisi oluyor. Mimarlık tarihi üzerine çalıştığım dönemlerde tarihi binalardaki seramik kullanımları hep ilgimi çekiyordu, bu alana yönelmem bu gözlemlerle başladı diyebilirim. Selçuklu yapılarındaki seramik süslemeler; kubbelerdeki ve minarelerdeki geometrik süslemeler, güncel olarak da seramik duvar panoları bu hikayenin başlamasında önemli bir yer tutuyor. Medeniyetlerin yarattığı ürünlerin, formların soyutlamalarından bir tasarım grameri yaratabilme fikri beni heyecanlandırıyor. Seramiğe objeler üzerinden başlasam da duvar panolarına ya da binalara farklı çalışmalar yapma isteğim var. Kuramsal açıdan aldığım eğitim tasarlama biçimlerime de yansıyor haliyle. Direkt formlar üzerine yönelmem bunun bir göstergesi sanırım. Bununla birlikte, bir seriyi tasarlarken farklı kütlelerin bir kompozisyon içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum hep. Temel geometrik şekilleri kullanıp, aynı dili konuşan bir tasarım dili yakalamak beni en heyecanlandıran şeylerden diyebilirim.

Fikirlerini bir forma döndürmeye başlama sürecin nasıl ilerliyor? İç motivasyonun hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?

Bu soruya ‘Halka Vazo’ serimle başlamak istiyorum çünkü bu serinin başlangıcıyla geometrik formlara yöneldim. Bu konunun üzerine derinleşip oradan bir hikaye çıkartmak isteği beni formlar üzerine düşünmeye daha çok sevk etti. Arkeoloji müzelerinde vakit geçirmeyi ve eski eserleri incelemeyi seven biriyim. Orada görmüş olduğum formlar zihnim hep bir köşesindeydi. Bu sebeple müzelerde ve eski eserlerde gördüğüm formları soyutlayıp, geometrilerinin de en arketiplerini ortaya çıkarıp çağdaş bir form diline dönüştürmeye çalıştım. Sanırım geçmişi referans alıp onları tekrar yorumlamak seramik sanatçılarının başvurduğu bir yöntem. Burada unutulmaması gereken şey, soyutlama. Çünkü iyi bir soyutlama replika olmadan yeni bir şeye dönüşebilmelidir. Ben de bu soyutlamayı, geometrik formlardan yararlanarak çeşitlenebilir bir form diline dönüştürdüm. Bu da konik, silindir ve halka olarak adlandırdığımız üç temel geometrik formdan oluşuyor. Tasarım ve üretim sürecim defterime çizdiğim eskizlerle başlıyor aslında. Üretim sürecinde ise bir arada uyumlu olabilecek çeşitli kompozisyonlar üreterek devam ediyor.

Günümüzün oyun kurallarını değiştiren Jacquemus markasının kurucusu/tasarımcısı Simon Porte Jacquemus eserlerini satın aldı. Jacquemus’un işlerini satın alması nasıl gerçekleşti?

Paris Tasarım Haftası kapsamında ‘1000 Vases’ adlı bir sergiye katıldım. Bu etkinlik, Paris Tasarım Haftası’na paralel, her tasarımcının beş vazosunu sergilediği ve sattığı bir etkinlik. O sırada organizasyonu yapan kişi geldi ve işlerimin hepsinin satıldığını, Jacquemus’ün aldığını söyledi. Çok sevindim ve tanışmak istedim. İşlerimi çok beğendiğini, yeni açacağı restoran için vazo baktığını ama bu vazoları restorana koymak ile kendine saklamak arasında kararsız kaldığını söyledi. Daha sonra açtığı Oursin adlı restoranına koydu. Bu karşılaşma eserlerimin görünürlüğü açısından çok iyi oldu.

Röportaj SEVAL AKBULAK 

Curated No.12'yi satın almak için tıklayın. 

Read more

Anne Menke

Anne Menke

Daniel Arsham

Daniel Arsham

Michael Sailstorfer

Michael Sailstorfer

Your Cart

Your cart is currently empty. Click here to continue shopping.